Ana içeriğe atla

72. Her şeyi bilen Allah kıyamet saatini meleklerden öğreniyor.

Şu ayeti kastediyor;
Fussilet 47- kıyametin bilgisi, yalnız ona geri çevrilir. 

Burada kıyametin bilgisinin Allah'a mahsus olduğu yazıyor. Sonradan meleklerin bu bilgiyi Allah'a ulaştırdığı yazmıyor. Zaten hemen hemen hiçbir Arabın bu ayeti iddia edildiği şekilde anlamıyor oluşu (bkz: kadı beydavi, nesefi, kurtubi, ez zad'ul mesir, ilgili ayet) da, beni destekler. Bir kitabı anlamak için, bir kelimeden ilk muhatabın ne anladığı önemlidir. Bu sebeple eskiye bakılır, yeniye değil. 

ayrıca farz edelim ki, böyle bir olay olsun. Buna benzer birkaç olay mevcut kur'an'da. Mesela: ;

Bakara 30-31. Ayetlerinde , Allah'ın meleklerle bir diyaloğu anlatılır. Meleklere, bir halife yapacağını söyler, Melekler soru sorunca, ademe öğrettiği bilginin, Meleklerin bilmediğini bildiği halde “hadi bana haber verin!” der. Buradaki maksat, Allah'ın durumu bilmiyor oluşu değil, onları bu olaya şahit etmektir. 

Tıpkı, haber hakkında bilgisi olan bir kralın, emrinin altındaki askerlerden, sırf onları şahit etmek için haber sorması gibi… Allah'ın bir olaydan yana elçilerinden haber sorması da, kendisinin öğrenmesi maksatlı değil, sorduğu kişilerin olaya şahit olması içindir. 

Örneğin, kur'an'ın anlatımı üzerine, Allah bizim ne yapacağımızı biliyor. Buna rağmen bizi imtihan ediyor. İmtihan etmesi ile bilmesi birbiriyle çelişkili değildir. İmtihandan maksat, iradenin açığa çıkması, bizim kendimizin şahit olmamızdır. Allah'ın bilmesi değildir. 

Türkçe örnek vermek gerekirse, bir suçluya, suçunun ne olduğunu bildiğimiz halde, kendisini şahit etmek ve hatasını göstermek amacıyla “ne yaptın?” diye sormamız, bizim bilmediğimizi göstermez. 

Veya birine hediye verirken, hediye kutusunun içinde ne olduğunu bildiğimiz halde “aç bakalım içinde ne varmış?” diye sormamız gibidir. Halbuki hediyeyi biz hazırladığımız için, içinde ne olduğunu biliyoruz. Bilmediğimiz için değil, muhatabı şahit etmek ve teşvik etmek için soruyoruz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia 84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)

Araf 61.Ayet: قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ [“Ey kavmim, ben yanlış bir yolda değilim, fakat alemlerin Efendisinden (gelen) bir elçiyim]  Ayetteki “delaletun=ضلالة” kelimesi “sapıklık” diye meal edilmiş, ancak sapıklık, dilimizde “ahlaksızlık” manasında yaygındır. Ancak âyette bu manada değildir.  Bu kelime, kuranda genellikle hidayetin/doğru yolun karşıtı olarak kullanılmaktadır.  Yani âyette “Muhammed sapık değil” yazmıyor “Muhammed yoldan çıkmış değil” yazıyor

27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)

Bazıları sadece yazılana, zeki insanlar ise, verilen mesaja bakarlar. İlgili Ayette peygamber ve müminler üzerinden misafirlik adabı anlatılır. yette “vakit gözetmeksizin evlere gelmeyin, peygamber (ev sahibi) bunu söylemekten çekinir, eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin,” tarzı ifadeleri, misafir ve ev sahibinin davranışlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Sadece bu Ayette değil, diğer ayetlerde de farklı olaylar (İbrahim ve Lut'un evine gelen misafirler gibi) üzerinden edep dersi verilir..  #bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden  Hubeyb Öndeş 

İddia 99. Kuran'da "AŞK" kelimesi hiç geçmiyor.

Aşkı, Türkçede “çok sevmek, aşırı sevgi” manasında kullanıyoruz. Kur'an'da bu sevgi pek çok Ayette geçer; Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: “Hristiyanlarız” diyenleri bulursun. ” (Maide Suresi, 82)  Hz. Muhammed’in merhameti, müminlere olan sevgisi ve düşkünlüğü, Müslümanlar için çok güzel bir örnek oluşturur. Allah Kuran’da Hz. Muhammed’in bu üstün ahlakından şöyle bahseder: Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128) Kuran’da Hz. Yahya için Allah, ”Katımız’dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem Suresi, 13) der. Sevgi duyarlılığı ve temizlik mümin alametidir. Güzel Söz, İyilik, Sabır ve Merhamet Sevgiye Vesile Olur İslam’ın güzel ahlakını tüm insanlara tebliğe niyet eden birinin, o ahlakı üzerinde barındırıyor olması gerekir. Zira en güzel tebliğ örnek olmaktır. ”İyilikle ...