Ana içeriğe atla

62. Köleyle hür bir tutulur mu, diye insanları ayrıştırıyor. (Nahl: 75)

Nisa 25 ".. hür ve köle .. Hepiniz BİRBİRİNİZDENSİNİZ.. ."
Ayette hür ve köle kadınlar ile evlilikten bahsedip devamında "hepiniz BİRBİRİNİZDENSİNİZ" diyerek, her iki tarafın da insanlık bakımından eşit olduğu söylenir. 🙂

Ateistler sıklıkla tez olarak getirerek, kur'an'ın ayrımcılık yaptığını iddia ettiği ayete bakalım;
Nahl 75. "Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah´a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler."

Bir örnekle açıklayalım;
Siz eşitliği savunan birisi olarak bir şirkete gidiyorsunuz;
Şirkette patrona "hiç işçi ile patron bir olur mu?" diyorsunuz.
Bu sizin insanlar arasında ayrım yaptığınızı mı gösterir? Yoksa bulunduğunuz ortamda, kişilerin sahip olduğu imkanın farklılığından mı bahsettiğinizi gösterir? Tabiki ayrım yaptığınızı değil, imkan farklılığından bahsettiğinizi gösterir. 🙂 Kur'an insanlık bakımından köle ve hür arasında bir ayrım yapmamıştır (Nisa 25 de açıkladığım gibi) Nahl 75. yette bulunduğu ortamın şartlarına göre insanlar için bir örnek vermiştir..
O ortamın şartlarında, "...hiçbir şeye gücü yetmeyen köle..." birisi ile "...malından gizli ve açık olarak harcayan..." birisi eşit değildi.

Ayrıca şunu da belirtmek isterim ;
Ayette “köle” diye çevrilen kelime (عبد) kökünden gelir. Aynı kelime, kuranda “kul” mânâsına da gelir. Kelime kul manasında olarak ayete şu meal verilebilir ;
“hiçbir şeye güç yetmeyen başkasının KULU OLMUŞ/müşrik olmuş biriyle, hür biri eşit olur mu?” 
Yani, Allah'tan başkasına köle/kul olarak şirk koşan biriyle, kimseye kul olmayıp sadece Allah'a kul olmuş biri eşit olur mu? Manasındadır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia 84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)

Araf 61.Ayet: قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ [“Ey kavmim, ben yanlış bir yolda değilim, fakat alemlerin Efendisinden (gelen) bir elçiyim]  Ayetteki “delaletun=ضلالة” kelimesi “sapıklık” diye meal edilmiş, ancak sapıklık, dilimizde “ahlaksızlık” manasında yaygındır. Ancak âyette bu manada değildir.  Bu kelime, kuranda genellikle hidayetin/doğru yolun karşıtı olarak kullanılmaktadır.  Yani âyette “Muhammed sapık değil” yazmıyor “Muhammed yoldan çıkmış değil” yazıyor

27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)

Bazıları sadece yazılana, zeki insanlar ise, verilen mesaja bakarlar. İlgili Ayette peygamber ve müminler üzerinden misafirlik adabı anlatılır. yette “vakit gözetmeksizin evlere gelmeyin, peygamber (ev sahibi) bunu söylemekten çekinir, eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin,” tarzı ifadeleri, misafir ve ev sahibinin davranışlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Sadece bu Ayette değil, diğer ayetlerde de farklı olaylar (İbrahim ve Lut'un evine gelen misafirler gibi) üzerinden edep dersi verilir..  #bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden  Hubeyb Öndeş 

İddia 99. Kuran'da "AŞK" kelimesi hiç geçmiyor.

Aşkı, Türkçede “çok sevmek, aşırı sevgi” manasında kullanıyoruz. Kur'an'da bu sevgi pek çok Ayette geçer; Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: “Hristiyanlarız” diyenleri bulursun. ” (Maide Suresi, 82)  Hz. Muhammed’in merhameti, müminlere olan sevgisi ve düşkünlüğü, Müslümanlar için çok güzel bir örnek oluşturur. Allah Kuran’da Hz. Muhammed’in bu üstün ahlakından şöyle bahseder: Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128) Kuran’da Hz. Yahya için Allah, ”Katımız’dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem Suresi, 13) der. Sevgi duyarlılığı ve temizlik mümin alametidir. Güzel Söz, İyilik, Sabır ve Merhamet Sevgiye Vesile Olur İslam’ın güzel ahlakını tüm insanlara tebliğe niyet eden birinin, o ahlakı üzerinde barındırıyor olması gerekir. Zira en güzel tebliğ örnek olmaktır. ”İyilikle ...