Ana içeriğe atla

51. Bir ayette ganimetlerin tamamı peygamberin diyor, cihatçılar savaşı reddedince "ganimetlerin 5'te 1'i peygamberin" ayeti geliyor. (Enfal: 1-41)

Enfal 1. Ayette "Allaha ve resulüne" denilmesi "hükmün Allah'a ve Resulüne ait olması" demektir.

Mesela tevbe 1. Ayette “bu Allah ve Resulü tarafından bir ültimatom” derken, “islam tarafından verilen bir ültimatom” deniliyor. Allah ve Resulü birbirinden farklı şeyler değil, bir bütün olarak “islam /kur'an” demektir. 
[Resul رسول =mesajı ileten(müfredat : رسل) 
Allah'ın Resulü =Allah'ın mesajını ileten.] 41. yette ganimetlerin nasıl dağıtıldığı anlatılıyor ;
Enfal 41.Ayet: ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah´a, Resûlüne, onun akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. 



Ayetin iniş sebebine gelince;
Şunu belirtmekte fayda var: iniş sebepleri hiçbir zaman için kesin kriter olmamalıdır. Çünkü bir ayetin birden fazla iniş sebebi rivayet edilebilir, kimisinin sahih kabul ettiğini, diğeri sahih kabul etmeyebilir. Bu sebepten dolayı iniş sebebine güvenilmez. 

Bununla birlikte, birçok tefsir tarafından kabul edilen iniş sebebi şudur;
“Ubâde b. es-Sâmit, rivâyetle der ki: elçi, Bedir'e çıktı. Orada düşmanla karşılaştılar. Allah düşmanı hezimete uğrattığı zaman Bir kesim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in etrafını çevirmişlerdi. Bir başka kesim ise karargâhın etrafını dolanmış ve talana koyulmuştu

Ardından askerler arasında tartışma çıktı. ;

Bir kısmı : (ganimet) bizimdir. Çünkü düşmanı takip edenler bizler olduk. Allah bizim vasıtamızla onları uzaklaştırdı ve bozguna uğrattı.

Bir diğer kısmı: bu ganimet bizimdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a düşman ansızın herhangi bir zarar veremesin diye onun etrafını kuşatanlar bizdik. 

Bir başka kısmı : Siz ona bizden daha bir hak sahibi değilsiniz. O bizimdir. Çünkü onun etrafını kuşatan ve onu ele geçirenler bizler olduk.
Diye tartışmaya başladı. 
Bunun üzerine yüce Allah:

"Sana enfali soruyorlar de ki: Enfâl Allah'ın ve Rasûlünündür. O halde Allah'tan korkun ve aranızı düzeltin. Eğer mü’minler iseniz Allah'a ve Rasûlüne itaat edin" âyetini indirdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da aradan bir devenin iki sağımlığı arasındaki süre kadar bir zaman geçmeden ganimetleri aralarında paylaştırdı. Müsned, V, 324; el-Hâkim, el-Müstedrek, II, 326.”
(kaynak: kurtubi ilgili ayet) 

İlgili Ayette “tamamı sadece resule mahsustur” demediği ve iniş sebebinin, cihat edenlerin itiraz etmesiyle hiçbir alakası olmadığı halde ateistlerin böyle içi boş bir iddiada bulunması ne kadar samimi (!) olduklarını gösteriyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia 84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)

Araf 61.Ayet: قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ [“Ey kavmim, ben yanlış bir yolda değilim, fakat alemlerin Efendisinden (gelen) bir elçiyim]  Ayetteki “delaletun=ضلالة” kelimesi “sapıklık” diye meal edilmiş, ancak sapıklık, dilimizde “ahlaksızlık” manasında yaygındır. Ancak âyette bu manada değildir.  Bu kelime, kuranda genellikle hidayetin/doğru yolun karşıtı olarak kullanılmaktadır.  Yani âyette “Muhammed sapık değil” yazmıyor “Muhammed yoldan çıkmış değil” yazıyor

27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)

Bazıları sadece yazılana, zeki insanlar ise, verilen mesaja bakarlar. İlgili Ayette peygamber ve müminler üzerinden misafirlik adabı anlatılır. yette “vakit gözetmeksizin evlere gelmeyin, peygamber (ev sahibi) bunu söylemekten çekinir, eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin,” tarzı ifadeleri, misafir ve ev sahibinin davranışlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Sadece bu Ayette değil, diğer ayetlerde de farklı olaylar (İbrahim ve Lut'un evine gelen misafirler gibi) üzerinden edep dersi verilir..  #bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden  Hubeyb Öndeş 

İddia 99. Kuran'da "AŞK" kelimesi hiç geçmiyor.

Aşkı, Türkçede “çok sevmek, aşırı sevgi” manasında kullanıyoruz. Kur'an'da bu sevgi pek çok Ayette geçer; Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: “Hristiyanlarız” diyenleri bulursun. ” (Maide Suresi, 82)  Hz. Muhammed’in merhameti, müminlere olan sevgisi ve düşkünlüğü, Müslümanlar için çok güzel bir örnek oluşturur. Allah Kuran’da Hz. Muhammed’in bu üstün ahlakından şöyle bahseder: Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128) Kuran’da Hz. Yahya için Allah, ”Katımız’dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem Suresi, 13) der. Sevgi duyarlılığı ve temizlik mümin alametidir. Güzel Söz, İyilik, Sabır ve Merhamet Sevgiye Vesile Olur İslam’ın güzel ahlakını tüm insanlara tebliğe niyet eden birinin, o ahlakı üzerinde barındırıyor olması gerekir. Zira en güzel tebliğ örnek olmaktır. ”İyilikle ...