Ana içeriğe atla

46. Güneş dünyanın etrafında döner diyor. (Enbiya/33)

Enbiya 33. Ayette denildiği gibi bir şey yazmıyor 

Enbiya 33 “geceyi, gündüzü, güneşi ve ay'ı yaratandır. Onların¹ her biri, birer yörüngede yüzer.” 
Bu ayette en az üç cismin birer yörüngede hareket ettiğini söylüyor. [sebebiyse, ayetteki (كلٌ) kelimesi (كلهم) manasındadır. Yani (هم) hazf edilmiş, (كل) kelimesinin sonundaki tenvinli hareke bunu gösteriyor. (هم) zamiri, en az üç cisme atıf yapıyor] Güneşin dünya etrafında döndüğüne dair en ufak bir işaret yok. 

Ayetin bilime uyumluluk noktasına da kısaca değinelim ama öncelikle şunu belirteyim ;

Bazı mealler ayetin son kısmını “bir yörüngede yüzer” diye meal edince, yanlış anlaşılıyor. 
ayetin son kısmında ; "kullunfifelekin yesbehun/ وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ [her biri AYRI BİRER yörüngede yüzerler]" yazmaktadır.

Bu kısımda nekre kullanılmıştır. Bu yüzden manası "her biri AYRI BİRER yörüngede yüzer” olur. 🙂

Eğer "elfelek" yazmış olsaydı, yani "el ال takısı olsaydı bu durumda nekre değil marife olur ve meali ;

 "hepsi BİR YÖRÜNGEDE yüzerler" olurdu…

Peki bu ayetin bilime zıt bir yanı var mıdır? Bakalım;

1- Gece ve gündüz ifadesi, bütün olarak dünyayı kasıt ediyor. Tıpkı “gökler ve yer” diyerek bütün evreni kasıt ettiği; “doğu ve batı tarafları” diyerek bütün yönleri kast ettiği gibi. Bununla ilgili birkaç örnek verelim;
“göklerde ve yerde ne varsa hepsi ona itaat eder” “gökleri ve yeri yaratan” “yerde ve gökte hiçbir şey ona gizli kalmaz” örneğin bu ayetlerde hep “bütün evren” manasında kullanılıyor. Mesela “gökler ve yer harici olanlar Allah'a ait değil, Allah'a gizli kalır, Allah'a itaat etmez” diyemeyiz. 

Benzeri olarak “doğu ve batı taraflarına çevirmek, iyilik değildir” ayetini “kuzey ve güney taraflarına çevirmek iyiliktir” olarak anlayamayız. Çünkü doğu ve batı, her taraf manasında kullanılıyor. 

Burada dünyanın hareketi anlatılıyor. Dünya bir yörüngede hareket eder, bilime zıt değildir. 
2- güneş, uzayda akıp gidiyor, (TÜBİTAK, Wikipedia) Yasin 38. yette güneşin akıp gittiği yazar. Yasin 40. Ayete göre yine bir feleğin içindedir. 

3- ay, bir yörüngede hareket ediyor. Yasin 40. Ayet, Ay'ın bir yörüngede hareket ettiğini söylüyor, ayrıca şems 1-3. Ayetlerde Ay'ın güneşi takip etmekte olduğunu söyler. Bilimsel olarak da öyledir, güneş akıp giderken ay ve diğer gök cisimleri güneşi takip eder. 
Ayet, Herhangi bir şekilde bilime zıt değildir. . 

Hubeyb Öndeş 
#bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia 84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)

Araf 61.Ayet: قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ [“Ey kavmim, ben yanlış bir yolda değilim, fakat alemlerin Efendisinden (gelen) bir elçiyim]  Ayetteki “delaletun=ضلالة” kelimesi “sapıklık” diye meal edilmiş, ancak sapıklık, dilimizde “ahlaksızlık” manasında yaygındır. Ancak âyette bu manada değildir.  Bu kelime, kuranda genellikle hidayetin/doğru yolun karşıtı olarak kullanılmaktadır.  Yani âyette “Muhammed sapık değil” yazmıyor “Muhammed yoldan çıkmış değil” yazıyor

27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)

Bazıları sadece yazılana, zeki insanlar ise, verilen mesaja bakarlar. İlgili Ayette peygamber ve müminler üzerinden misafirlik adabı anlatılır. yette “vakit gözetmeksizin evlere gelmeyin, peygamber (ev sahibi) bunu söylemekten çekinir, eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin,” tarzı ifadeleri, misafir ve ev sahibinin davranışlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Sadece bu Ayette değil, diğer ayetlerde de farklı olaylar (İbrahim ve Lut'un evine gelen misafirler gibi) üzerinden edep dersi verilir..  #bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden  Hubeyb Öndeş 

8. yıldızlar şeytanın atış tanesi olduğunu söylüyor (mülk 5)

İlgili Ayet şöyledir “en yakın semayı, lambalar ile donattık, şeytanlar için rucum yaptık” İlk olarak kelimeler hakkında birkaç bilgi vermekte fayda var; ➡ Sema (سماء) kelimesi her ne kadar tekil olsa da, çoğul yerine de kullanılabilir (müfredat: سما) kuranda sema kelimesi tekil olduğu halde, çoğul zamiri aldığı ayet mevcuttur. Bundan dolayı âyet “en yakın gökleri(semaları)” mânâsında olabilir. ➡ Ayette kullanılan “mesabih= مصابيح” kelimesi, “misbah= مصباح” aslen lambalar mânâsına gelir. Yani buradaki kasıt, yıldızlar ‘olmayabilir’ ➡ Rucum/recm bildiğimiz “taşlamak” mânâsına gelir, bu kelime aynı zamanda “uzaklaştırma /kovma” mânâsına gelir. Kuranda örneği mevcuttur, sözlükte de bu manayı görebiliriz (müfredat) Ayette dikkat edilecek olursa, en yakın göğün/göklerin lambalar ile süslenmiş olduğu ve şeytanlar için uzaklaştırma/taşlama görevi olduğu yazıyor. Bu lambalar , yıldızın kendisi değil, yıldızlardan kopan bir ateş parçasıdır. Aynı görüşü, asırlar önce yaşamış, fizikçi ...