Ana içeriğe atla

İddia : "33. Eşcinselleri lanetliyor"


  İlgili ayetlere bakılacak olursa, “.. Siz kadınları bırakıp, erkeklere ilgi duyuyorsunuz…”demesi, onların kendi tercihleri olarak Eşcinsel olduğunu belirtiyor. Yani bu kişiler özde Eşcinsel değil, kendileri olmayı tercih ediyor bunun üzerine kendileri helak ediliyor. 


Peki eş cinsellik doğuştan mı gelir? 
Eşcinselliğin genetik olarak doğuştan mı geldiği yoksa sonradan kazanılan bir alışkanlık mı olduğu uzun zamandır araştırma konusu. Genetikçiler bu konuda geniş çaplı araştırmalar yapmasına rağmen şu ana kadar bir eşcinsellik geni bulamadılar.¹ Kromozom X üzerinde Xq28 bölgesinde eşcinsellik ile ilişkili olabileceği düşünülen bir bölge olduğu bir çalışmada bildirildi, fakat daha sonraki çalışmalar bunu doğrulayamadı.¹ Yine ikiz kardeşler üzerinde yapılan çalışmalar bir eşcinselin ikiz kardeşinin de eşcinsel olma oranının %20 oranında olduğunu göstermiştir.¹ Tabi bu rakamın tamamını genetik faktöre de veremeyiz, çünkü birlikte büyüyen ikiz kardeşlerin birbirlerini alışkanlıklar konusunda da etkileyeceğini unutmamalıyız. Eğer eşcinsellik doğuştan gelen genetik olarak kaçınılmaz bir sonuç olsa idi bu tür ikiz kardeşlerin her ikisinin de kaçınılmaz olarak eşcinsel olması gerekirdi. Şu ana kadar böyle bir genin bulunamayışı eşcinselliği yöneten kuvvetli ve karşı konulamaz bir genin bulunmadığını gösteriyor. Çünkü bir özelliği sağlayan kuvvetli genlerin bulunması çok kolaydır ve kısa sürede bulunur. Bilim insanları da artık eşcinsellik üzerinde etkili kuvvetli bir gen olmadığına kanaat getirmiştir ve doğuştan gelen genetik faktörler yerine sonradan kazanılan epigenetik faktörlerin daha etkili olduğu yönünde fikir birliği oluşmuştur.¹

Fakat yatkınlık sağlayan düşük kuvvetli genler bir ihtimal olabilir. Çünkü her insan genetik olarak bir şeylere yatkın olabilir. Örneğin kimisi genetik olarak çok yemek yemeğe yatkındır, kimisi dedikoduya, kimisi bencilliğe yatkındır vs. Yatkınlıklar düşük kuvvetli genler tarafından meydana getirilir fakat bu yatkınlıklar kişi için bağlayıcı değildir ve karşı koyulabilir. Örneğin çok yemek yemeğe yatkın olduğu halde güzel görünmeye de yatkın olduğu için kendini diyete alan çok sayıda insan vardır. Buna rağmen şu ana kadar eşcinsellik üzerinde etkili olan düşük kuvvetli bir gen dahi tespit edilememiştir. Bunlar gösteriyor ki “eşcinselliğim doğuştan geliyor, kaçınılmaz” diye bir mazeret kabul edilemez.

Popülasyon genetiği açısından bakıldığında; genetik faktörlerin eşcinselliği oluşturmada ciddi bir etkisi olsa idi, buna neden olan genler uzun zaman önce doğal seçilimle yok olup giderdi. Çünkü eşcinsel bir ilişki ile üreme şansı olmadığı için, eşcinseller genlerini sonraki nesillere aktarmada eşcinsel olmayanlara göre çok daha zayıf kalacaklardı, böylece eşcinsellik zamanla tükenecekti. Eğer genlerin cinsel tercihler üzerinde bağlayıcı bir etkisi olsaydı böyle olması beklenirdi, çünkü bu tür insanlar karşıt cinsle birlikte olamayacak ve ister istemez hem cinsleriyle birlikte olacaktı. Bu yüzden popülasyondaki gen frekanslarının hızla düşmesi ve kaybolması gerekirdi.

Referans:
¹: Balter, M., Can epigenetics explain homosexuality puzzle? 2015, American Association for the Advancement of Science.
Gavrilets, S., U. Friberg, and W.R. Rice, Understanding Homosexuality: Moving on from Patterns to Mechanisms. Archives of sexual behavior, 2018. 47(1): p. 27-31.
(Bilimveyaratilisagaci.com sitesinden alıntıdır) 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia 84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)

Araf 61.Ayet: قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ [“Ey kavmim, ben yanlış bir yolda değilim, fakat alemlerin Efendisinden (gelen) bir elçiyim]  Ayetteki “delaletun=ضلالة” kelimesi “sapıklık” diye meal edilmiş, ancak sapıklık, dilimizde “ahlaksızlık” manasında yaygındır. Ancak âyette bu manada değildir.  Bu kelime, kuranda genellikle hidayetin/doğru yolun karşıtı olarak kullanılmaktadır.  Yani âyette “Muhammed sapık değil” yazmıyor “Muhammed yoldan çıkmış değil” yazıyor

27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)

Bazıları sadece yazılana, zeki insanlar ise, verilen mesaja bakarlar. İlgili Ayette peygamber ve müminler üzerinden misafirlik adabı anlatılır. yette “vakit gözetmeksizin evlere gelmeyin, peygamber (ev sahibi) bunu söylemekten çekinir, eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin,” tarzı ifadeleri, misafir ve ev sahibinin davranışlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Sadece bu Ayette değil, diğer ayetlerde de farklı olaylar (İbrahim ve Lut'un evine gelen misafirler gibi) üzerinden edep dersi verilir..  #bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden  Hubeyb Öndeş 

İddia 99. Kuran'da "AŞK" kelimesi hiç geçmiyor.

Aşkı, Türkçede “çok sevmek, aşırı sevgi” manasında kullanıyoruz. Kur'an'da bu sevgi pek çok Ayette geçer; Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: “Hristiyanlarız” diyenleri bulursun. ” (Maide Suresi, 82)  Hz. Muhammed’in merhameti, müminlere olan sevgisi ve düşkünlüğü, Müslümanlar için çok güzel bir örnek oluşturur. Allah Kuran’da Hz. Muhammed’in bu üstün ahlakından şöyle bahseder: Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128) Kuran’da Hz. Yahya için Allah, ”Katımız’dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem Suresi, 13) der. Sevgi duyarlılığı ve temizlik mümin alametidir. Güzel Söz, İyilik, Sabır ve Merhamet Sevgiye Vesile Olur İslam’ın güzel ahlakını tüm insanlara tebliğe niyet eden birinin, o ahlakı üzerinde barındırıyor olması gerekir. Zira en güzel tebliğ örnek olmaktır. ”İyilikle ...