Ana içeriğe atla

İddia : 28. "Peygamber evlatlığı Zeyd'in karısını koynuna alabilsin diye ayet var. (Ahzab: 37)"

İslamda, “evlatlık” diye bir şey yoktur. (Ahzab 4) 
Peygamberin bir evlatlığı olmadığına göre, herhangi bir dul kadınla yaptığı evliliğe de “evlâtlığın boşandığı eşle evlenmek” denemez. 

İnsanlarda bazı ahlak anlayışları, tamamen kültüre dayanır. Bulundukları toplumda bir eylem “ahlaksızlık” kabul ediliyorsa, doğal olarak o insanlar da bunu ahlaksızlık kabul ederler. Mesela X toplumuna göre akraba evliliği ahlaklı olabilirken, Y toplumuna göre ahlaksız bir eylem olabilir. Halbuki bu konuda kriter olan tek şey kültürdür. Kısacası, bunun gibi ahlak kurallarını insanlar kendileri yaratıyor. Yani hiçbir kimse “kuzen, Öz kardeş gibidir” dememiş olsaydı, bugün belki kimse akraba evliliğinin “ahlaksızlık” olduğunu iddia etmezdi. Aynı şekilde, Eğer, hiçbir kimse “evlâtlığın Öz oğlun gibidir” demeseydi, ne bugün ne de o zaman, hiçbir kimse peygamberin bu evliliğinin “ahlaksızlık” olduğunu iddia edemezdi. Çünkü bu “ahlaklı-ahlaksız” kavramlarını insanlar bu tarz konularda kendileri yaratıyor. Tabi doğuştan gelen ahlak kuralları ile bu tarz manevi ahlak kuralları farklıdır. Bir doğuştan gelen ahlak vardır, bir de insanlar kendilerinin yarattığı ahlak kuralları vardır. Evlatlık kurumu da buna bir örnektir. Bu dediğim noktaya ahzab 4. ayet çok güzel bir şekilde değiniyor… 

Ayetin iniş sebebi hakkında birden fazla rivayet ve dedikodular var olduğu için, güvenilmez olduğunu belirterek, iniş sebebi hakkında birkaç bilgi vereyim
Peygamberimizin zeyd adında bir kölesi vardı , zeyd, peygamberimizin kuzeni olan Zeynebi çok beğenir onunla evlenmek ister. Peygamberimiz Zeynebi küçüklüğünden beri her yönü ile tanır. Zeyd'in isteği üzerine Zeynep ile zeyd'i evlendirir. Ancak bu evlilikte ciddi geçimsizlikler yaşanır. Zeyd peygambere gelip, Zeynebi boşamak istediğini söyler, peygamberimiz ise ".. Onu nikahında tut (boşama) Allah'tan kork!" (ahzab 37)diye ısrar eder, ancak zeyd daha fazla dayanamaz ve Zeynebi boşar. Ardından Allahın emri gereğince peygamberimiz, Zeynep ile evlenir. 

Bu evlilik yüzünden zaten eleştiriye maruz kalmıştır, ateistlerin gözüyle 'yalancı peygamber' olarak bakarsak, eleştiriye maruz kalacağını bile bile bu evliliği yapması, mantıksızdır. Çünkü insanları kendisine inandırmak için uğraşıyor, her şeyi yapıyor. Ne diye eleştiriye maruz kalacağını bile bile bu evliliği yapsın? bir peygamber sırf bu yüzden kendisinin yalancı olduğunun iddia edileceğini bile bile böyle bir eylemde bulunması imkansız! 

Ek bilgi :
Bu evlilikte, Zeyneb'in daha önceden peygamber ile evlilik yapmak istediği bellidir. Sebebi ise, 
Zeyd, Zeynep'i boşayıp, peygamberin onunla evlenecek olduğunu söylediğinde Zeynep'in sevinmiş olduğu söylenir (nesefi medarik, 33:37) buradan yola çıkarsak , Zeynep'in peygamber ile evliliği arzu ettiği bellidir

 Ayette “sen, Allah'ın açığa çıkaracağı o şeyi (?) içinde gizliyor ve insanlardan korkuyorsun” ifadesinden kasıt şudur;

“Allah Elçisi, onu (Zeynep'i) Zeyd'le evlendirmezden önce Zeyneb'in kendi eşleri arasında olacağını çok iyi biliyordu. Zeyd eşinden şikâyet etmek üzere Hz. Peygambere gelince, Rasûlullah ona Allah'tan kork ve eşine sahip ol, dedi. îşte bunun üzerine Allah Teâlâ Rasûlüne buyurdu ki: Ben, seni onunla evlendireceğimi sana haber vermiştim. Sen ise «Al­lah'ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun.» (ıbni kesir: 33:37) peygamber, böyle bir evlilik olacağını ve olduğu takdirde insanların “evlâtlığın boşandığı eşine göz dikti” diye fitne çıkaracaklarını tahmin ediyor, bu sebeple insanlardan korkuyordu. İçinde saklamış olduğu şey de budur. Bazılarının iddia ettiği gibi “Zeyneb'e olan aşkı” değildir. Zaten peygamberin bu evlilikten hiçbir çocuğunun olmaması da, evliliğin amacını belli ediyor. Eğer amacı gerçekten, bazı kaynakların anlattığı gibi aşk olsaydı,çocukların varlığıyla övünülecek bir ortamda, çocukları olurdu. Diğer evlilikleri nasıl keyfi olmayıp, siyasi ve vahye dayalı bir sebepten olduysa, bu evlilikte böyle olmuştur. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İddia 84. Muhammed'in "sapık" olmadığını savunan ayet var. (Araf: 61)

Araf 61.Ayet: قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ [“Ey kavmim, ben yanlış bir yolda değilim, fakat alemlerin Efendisinden (gelen) bir elçiyim]  Ayetteki “delaletun=ضلالة” kelimesi “sapıklık” diye meal edilmiş, ancak sapıklık, dilimizde “ahlaksızlık” manasında yaygındır. Ancak âyette bu manada değildir.  Bu kelime, kuranda genellikle hidayetin/doğru yolun karşıtı olarak kullanılmaktadır.  Yani âyette “Muhammed sapık değil” yazmıyor “Muhammed yoldan çıkmış değil” yazıyor

27. Peygamberin evinden misafir kovma ayeti var. (Ahzab: 53)

Bazıları sadece yazılana, zeki insanlar ise, verilen mesaja bakarlar. İlgili Ayette peygamber ve müminler üzerinden misafirlik adabı anlatılır. yette “vakit gözetmeksizin evlere gelmeyin, peygamber (ev sahibi) bunu söylemekten çekinir, eşlerinden bir şey isteyeceğiniz zaman perde arkasından isteyin,” tarzı ifadeleri, misafir ve ev sahibinin davranışlarının nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Sadece bu Ayette değil, diğer ayetlerde de farklı olaylar (İbrahim ve Lut'un evine gelen misafirler gibi) üzerinden edep dersi verilir..  #bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden  Hubeyb Öndeş 

İddia 99. Kuran'da "AŞK" kelimesi hiç geçmiyor.

Aşkı, Türkçede “çok sevmek, aşırı sevgi” manasında kullanıyoruz. Kur'an'da bu sevgi pek çok Ayette geçer; Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: “Hristiyanlarız” diyenleri bulursun. ” (Maide Suresi, 82)  Hz. Muhammed’in merhameti, müminlere olan sevgisi ve düşkünlüğü, Müslümanlar için çok güzel bir örnek oluşturur. Allah Kuran’da Hz. Muhammed’in bu üstün ahlakından şöyle bahseder: Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, müminlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128) Kuran’da Hz. Yahya için Allah, ”Katımız’dan ona bir sevgi duyarlılığı ve temizlik (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.” (Meryem Suresi, 13) der. Sevgi duyarlılığı ve temizlik mümin alametidir. Güzel Söz, İyilik, Sabır ve Merhamet Sevgiye Vesile Olur İslam’ın güzel ahlakını tüm insanlara tebliğe niyet eden birinin, o ahlakı üzerinde barındırıyor olması gerekir. Zira en güzel tebliğ örnek olmaktır. ”İyilikle ...